Elon Musk, siyasi suç mahallerine birer birer ışık tutuyor

Elon Musk, siyasi suç mahallerine birer birer ışık tutuyor

Elon Musk, Twitter'ın geçmişine yeni bir ışık tutmaya devam ederken, son açıklamalar Musk'ın platformu bir 'olay mahalli' ile karşılaştırırken abartmadığını gösteriyor.

Twitter, on yıldan fazla bir süredir "zamanımızın elektronik kamusal alanı" olarak faaliyet gösteren iyi bir üne sahipti.

Milyonlarca seçmene sahip “güçlü” devlet başkanlarına bile mavi tik vererek meşruiyet sağlayan platform, hızla geleneksel medyanın yerini aldı. Öyle ki rakamların en ciddi açıklamalarının yayınlandığı tek platform olmuş ve önde gelen ajansları geçersiz kılmıştı.

Hiç şüphesiz Twitter'a bu olağanüstü gücü kazandıran, "tarafsızlık" imajının ustaca kitlelere dayatılmasıydı. Twitter, Amerika Birleşik Devletleri merkezliydi ancak ulusal sınırları tanımayan bir platform olduğu iddia edildi. Dünyanın neresinde yazdıklarına bakılmaksızın, zaman çizelgesinde herkes eşitti. Esas olan ifade özgürlüğüydü.

Bilgi, mülkiyet ilişkilerinin sessizliği sarmalında sansürsüz ve kaybolmadan tüm dünyada özgürce dolaşıyordu. Şirket bu imaj sayesinde yasal dokunulmazlığa da kavuştu. İçeriğe müdahale etmedikleri iddiası, onu -teorik olarak- herhangi bir suçlamadan korudu.

Twitter, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) resmi söylemi dışındaki bilimsel çalışmaları ve hatta kullanıcıların COVID-19 salgını sırasında aşılar ve kapatmalarla ilgili şüphelerini sansürledi. 2020 ABD başkanlık seçimlerinde açıkça demokratların yanında yer aldı; üstelik eski ABD Başkanı Donald Trump'ın hesabını askıya aldı ve ifade özgürlüğünü sınırladı.Ama boşuna, Twitter hala dünyanın en prestijli platformuydu. Ne Hollywood ne de merkezi medya kimsenin onun hakkında kötü konuşmasına izin vermedi. Ta ki Tesla ve SpaceX'in sahibi Elon Musk, şirketin tüm hisselerini satın alana kadar.

Ani Değişim Artık politik olarak küresel bir aktör olan Musk'ın satın almasıyla Twitter bir anda özgürlüğün en büyük düşmanı haline geldi.Trump başkan seçildiğinde ABD'den ayrılacaklarını söyleyen "ünlüler", bu kez Musk'ın yönetiminde Twitter'da "yaşayamayacaklarını" açıkladı. ABD Başkanı Joe Biden bile Twitter ve Musk'ı ulusun güvenliğine yönelik yakın tehditler olarak etiketledi.

Elbette Musk da boş durmuyor. Elini güçlendiriyor, Twitter'ın geçmişini ve karanlık mekanizmalarını ifşa ederek saldırıları püskürtüyor. Aslında kendisine düşman ettiği ABD kuruluş düzenine karşı kendisini koruyor.Her gün yeni bir hamlesine tanık oluyoruz. Twitter'ın koronavirüs pandemisi ve ABD seçim kampanyası sırasında sansürlediği hesapları birer birer açıyor.

Peter McCullough'un ardından Robert Malone da Twitter'a geri döndü. Sahte hesapları ve botları temizleyerek manipülasyon mekanizmasını da ortadan kaldırıyor. İçeriği dahiyane ve gizli bir şekilde tahrif etmek için oluşturulan sansür birimlerini kapatıyor.

Obama'nın arka kapı lobisi

Son zamanlarda medyada yer alan Twitter'ın geçmişiyle ilgili ortaya çıkan açıklamalar, Musk'ın platformu bir "olay mahalline" benzettiğinde abartmadığını gösteriyor. Çünkü bağımsız araştırmacı Michael Shellenberger'in dördüncü açıklamasından öğrendiğimiz üzere, Donald Trump'ın hesabını kapatma sürecinde eski First Lady Michelle Obama bizzat devreye girdi!

Evet, seçim döneminde Biden'ın oğlu Hunter Biden hakkında çıkan "olumsuz" haberleri "istihbarat zemininde" sansürlediklerini öğrenince hiçbir şeye şaşırmayabilirsiniz. Ancak, kocasıyla siyasi doğruluk kraliçesi kılığına giren eski First Lady'nin bir ABD başkanını susturmak için arka kapılardan kulis yapması bence daha da şok edici.Bu dramatik ikiyüzlülük, sadece Twitter'ın değil, ABD'deki siyasi oyunun da bir suç mahalli olduğu gerçeğini ortaya koyduğu için, bazılarımız oyuna devam etme hevesinde.Cesaretinden dolayı Musk'a minnettarız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.